Prof.Dr.H.Hüsrev HATEMİ
Arş.Gör.Berrak ERGÜDEN
Vitamin D, tam olarak bir vitamin değildir. Deri dokusunda D
vitamini sentez edebilir. Fakat herkes yeterli miktarda güneş görmediğinden,
beslenme yoluyla da alınması gerekebilir. Başlıca işlevi, kalsiyum dengesini ve
dokulara dağılımının düzenlenmesini sağlamaktır. D vitamini etkilerinin bir
çoğuna hücrelerin çekirdeklerinde bulunan alıcılar (reseptörler) aracılık eder.
Nükleer reseptörler adı verilen bu reseptörler, ilgili genlerin etkinliğini düzenler.
Besinsel D vitamini kaynaklarının sayısı oldukça azdır. Başlıcaları
yağlı balıklar, yumurta, karaciğer, süt ve tereyağıdır. Katı vejeteryan rejimde
olanlar bu bakımdan, az güneş görüyorsa D vitamini eksikliği görülebilir.
Kırmızı et, görünüşte az miktarda D vitamini içerir. Fakat
ette hayvansal D vitamini az miktardadır.(Kalsiferol=hayvansal D vitamininin ,
ergokalsiferol=bitkisel D vitaminin adıdır.)Kırmızı ette kolekalsiferol az
olduğu halde, kalsitriol adlı aktif D3 ette fazladır(1,25 dihidroksi
kolekalsiferol).
Bitki kaynaklı ergokalsiferole ilk keşfedildiğinde D2
vitamini adı verilmişti. Ergokalsiferol de kalsiferol ile aynı metabolizma
basamaklarından geçer ve aynı biyolojik işlevlere sahiptir.
D vitamini işlevine sahip diğer benzerlerine ‘D vitamini
vitamerleri’ denir. Normal bir beslenmeden alınan şekli kolekalsiferoldür(Diğer
adı calciol).Deri dokusunda ultraviyole ışınları etkisiyle sentez edilen de
yine kolekalsiferoldür. Deri dokusu, kan damarlarıyla kendisine ulaşan
kolesterolü (7 –dehidrokolekalsiferol) ultraviyole ışını etkisiyle
kolekalsiferole dönüştürür.
Vitamin A gibi, D vitamini de başlangıçta saf şekliyle elde
edilmediğinden, ağırlık ölçüsü ile ifade edilme yerine, biyolojik etkileri
üzerinden ‘ünite’ birimi ile ölçülmüştür. Günümüzde ‘’1 ünite D vitamini=25
nanogram D vitamini, 1 mikrogram D vitamini=40 ünite’’ şeklinde
hesaplanmaktadır.Ilıman iklimli ülkelerde, yaz sonunda D vitamini kan düzeyi en
yüksek, kış sonunda en düşüktür(güneşsizlik sebebiyle).
Kalsitirole dönüşüm
Kolekalsiferolün iki defa hidroksillenmiş şekli ‘kalsitriol’dür.
Kalsitriol =1,25 dihidroksi vitamin D. Bitkisel kaynaklı D vitamini olan
ergokalsiferol, iki defa hidroksillenme ile erkalsitriol şekline döner.İlk
hidroksillenme karaciğerde olur. Kolekalsiferol böylece 25 OH
cholecalsiferol=calcidiol şekline döner. Kalsidiol, vitamin D bağlayıcı globüline
bağlanarak kana verilir.
Laboratuvarın kanda ölçtüğü D vitamini, kalsidioldür. Kalsidiol,
böbrek dokusundaki ikinci hidroksillenmeyi geçirir. Böylece 1,25 dihidrokolekalsiferol
olur. Bu şekil kalsitriol adını alır ve en aktif şekil budur.
Kalsitriol
Kalsitriolün hormona benzer özellikleri vardır. Kalsiyum
düzeyi veya kendi düzeyi kanda yükselirse, kalsitriol oluşması azalır. Böyle
durumlarda, kalsidiolün ikinci hidroksillenmesi, 1 hidroksilasyon değil
24-hidroksilasyon şeklinde olur.1,25 dihidroksi vitamin D yerine 25,24
dihidroksi vitamin oluşur ki bu da inaktiftir. Metabolik etkisi yoktur.
Kanda kalsiyum azalırsa paratiroid hormonu salgılanması
artar.PTH(paratiroid hormon) böbrekte kalsidiolü ikinci defa hidroksilleyen
calcidiol 1- hydroxylase enzimi aktifleşir, kalsitriol oluşumu artmış olur. Kanda
kalsitriol ve kalsiyum artarsa , PTH salgısı azalır.
Kalsiyum iyonlarının kanda artması kalsidiol 1-hidroksilaz
enzim aktivitesini azaltır. Plazma fosfat düzeyi ile kalsitriol arasında ters
orantı görülür. Düşük fosfatlı diyetle beslenenlerde kalsitriol artar.
Hüsrev Hatemi hocama nasıl ulaşabilirim? Mail adresi lütfeder misiniz?
YanıtlaSil